- (43), 2012
Yrd. Doç. Dr. Yaşar AKKAN, Prof. Dr. Adnan BAKİ & Yrd. Doç. Dr. Ünal ÇAKIROĞLU
5-8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ARİTMETİKTEN CEBİRE GEÇİŞ SÜREÇLERİNİN PROBLEM ÇÖZME BAĞLAMINDA İNCELENMESİ
Aritmetikten cebire geçiş sürecinde farklı problem çeşitleri ile ilgili çözüm stratejilerini kullanma becerilerinin öğrencilere kazandırılması, öğrencilerin ilköğretimin ikinci kademesi ile birlikte soyutlaşan matematiği kavrayabilmelerine ve cebirsel düşünmelerine katkı sağlamaktadır. Bu nedenle Türkiye’de yeniden yapılandırılan ilköğretim matematik öğretimi programında öğrencilerin farklı problem çeşitleri ile ilgili çözüm süreçlerinin aritmetikten cebire geçiş süreci açısından irdelenmesi önemlidir. Bu çalışmanın amacı; 5-8. sınıf öğrencilerinin aritmetikten cebire geçiş süreci boyunca problem çözme süreçlerindeki farklılaşmaları değişim ve gelişim açısından incelemek ve karşılaştırmaktır. Gelişimci araştırma yöntemiyle yürütülen bu çalışma, Trabzon ilindeki bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 24 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Veri toplama araçları literatür desteğiyle hazırlanan aritmetik-sözel ve cebirsel-simgesel problemlerdir. Elde edilen veriler, aritmetik, cebir-öncesi ve cebirle ilgili özellikleri içeren karakterizasyon tablolarına göre değerlendirilmiştir. Sonuç olarak öğrencilerin öğrenim seviyesi arttıkça aritmetik çözümlerden cebirsel çözümlere olan geçiş olumlu yönde değişmek ve gelişmekle birlikte, bu değişim ve gelişim çok az olmuş, farklı öğrenim seviyelerindeki öğrenciler genel olarak aritmetik çözümleri kullanmışlardır.
Anahtar Kelimeler: aritmetikten cebire geçiş, problem çözme, stratejiler, 5-8.sınıf
Yrd.Doç. Dr. Gonca ALTMIŞDÖRT & Yrd.Doç. Dr. Ali IŞIK
ÖZEL AMAÇLI YABANCI DİL ÖĞRETİM PROGRAMINDA DERS SÜRECİ NASIL DEĞERLENDİRİLMELİDİR?
Bütün öğretim programlarında olduğu gibi yabancı dil öğretiminde de hedeflerin belirlenmesi, izlencenin oluşturulması, malzeme tasarımı ve temini, ölçme-değerlendirme gibi programı oluşturan unsurlar büyük önem taşımaktadır. Bütün bunların yanı sıra, öğrenci ve öğretmenin rollerinin belirlendiği, etkinlik, görev ve tekniklerin oluşturulduğu, bütünleşik becerilerin yer aldığı “ders süreci” boyutu, yabancı dil öğretiminde özellikle ele alınması gereken bir unsurdur. Araştırmada bu konuyla ilgili olarak ayrıntılı bir tutumölçer geliştirilmiş olup bir yüksek öğretim kurumunda görevli 21 İngilizce öğretim elemanının görüşlerinden yararlanılmıştır. Bu çalışmada bir Özel Amaçlı Yabancı Dil Öğretim Programı’nın ders süreci ele alınarak yabancı dil öğretimi ders sürecinde yer alması gereken özellikler ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkarılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Özel Amaçlı Yabancı Dil Öğretimi, Ders süreci, İzlence
Bil. Uzm. Fatih ALUÇDİBİ & Doç. Dr. Gülay EKİCİ
ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN BİYOLOJİ DERSİ MOTİVASYON DÜZEYLERİNE BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN SINIF YÖNETİMİ PROFİLLERİNİN ETKİSİ
Bu araştırma, ortaöğretim öğrencilerinin biyoloji dersi motivasyon düzeylerine biyoloji öğretmenlerinin sınıf yönetimi profillerinin etkisini değerlendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Çalışma grubunu toplam 3142 öğrenci ve 110 biyoloji öğretmeni oluşturmuştur. Veriler “Biyoloji Dersi Motivasyon Anketi” ve “Sınıf Yönetimi Profili Envanteri” ile toplanmıştır. Biyoloji dersi motivasyon anketinin Cronbach-Alfa güvenirlik katsayısı 0,89 ve sınıf yönetimi profili envanterinin 0,68 olarak hesaplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, betimsel istatistikler, bağımsız gruplar t-testi, çok yönlü varyans analizi, Bonferroni çoklu karşılaştırma testi, Pearson Korelasyon katsayısı ve basit doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonunda öğrencilerin “orta” düzeyde biyoloji dersi motivasyon düzeyine sahip olduğu belirlenirken, biyoloji öğretmenlerinin “yüksek” düzeyde takdir edilen sınıf yönetimi profilini kullanmayı tercih ettikleri belirlenmiştir. Başıboş sınıf yönetimi profiline sahip öğretmenlerin öğrencilerinin biyoloji dersi motivasyonu en yüksek değerlerde bulunmuştur. Diğer taraftan öğrencilerin biyoloji dersi motivasyon puanları ile içsel motivasyon, biyoloji öğrenmeye ilgi, biyoloji öğrenmede sorumluluk, biyoloji öğrenmede güven boyutları arasında yüksek ve doğrusal bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca biyoloji öğretmenlerinin sınıf yönetimi profillerinin, öğrencilerin biyoloji dersi genel motivasyon düzeyinin anlamlı bir yordayıcısı olmadığı anlaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Biyoloji öğretimi, motivasyon, sınıf yönetim profili, biyoloji öğretmeni ve biyoloji öğretmeninin sınıf yönetimi profili.
Yrd. Doç. Dr. Meryem Nur AYDEDE & Prof. Dr. Teoman KESERCİOĞLU
AKTİF ÖĞRENME UYGULAMALARININ ÖĞRENCİLERİN KENDİ KENDİNE ÖĞRENME BECERİLERİNE ETKİSİ
Bu çalışmanın amacı, aktif öğrenmeye dayalı uygulamaların ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin kendi kendine öğrenme becerilerine etkisini incelemektir. Çalışmada deneysel desen kullanılmıştır. Araştırma, 2008-2009 eğitim öğretim yılının bahar yarıyılında, İzmir ili Buca ilçesinde bulunan bir resmi ilköğretim okulunda gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya deney grubunda 30 kontrol grubunda 34 olmak üzere toplam 64 öğrenci katılmıştır. Çalışma 10 hafta sürmüştür. Dersler, deney grubunda aktif öğrenme uygulamalarına dayalı etkinliklerle, kontrol grubunda 2005 MEB Fen ve Teknoloji öğretim programına dayalı olarak gerçekleşmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, ‘Kendi Kendine Öğrenme Becerileri Ölçeği’ kullanılmıştır. Verilerin analizinde kovaryans analizi kullanılmıştır. Araştırmada, araştırma gruplarının kendi kendine öğrenme becerileri ölçeğinden elde ettikleri öntest ve sontest puanları açısından deney ve kontrol grubu öğrencileri arasında deney grubu lehine anlamlı farklılık bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Aktif Öğrenme, Kendi Kendine Öğrenme, Fen ve Teknoloji Dersi
Assist. Prof.Dr. Necdet AYKAÇ
SOSYAL BİLGİLER VE HAYAT BİLGİSİ DERS KİTAPLARININ TOPLUMSAL CİNSİYET AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
This study aims to evaluate primary school Life Sciences (1st, 2nd, and 3rd grades) and Social Sciences (4th, 5th, and 6th grades) course books in terms of gender discrimination. This study is a descriptive study aiming to evaluate the primary school Life Sciences (1st, 2nd, 3rd grades) and Social Sciences (4th, 5th, and 6th grades) course books recommended by the Ministry of National Education in terms of the indicators of gender discrimination in photographs, pictures and texts in the course books. For evaluation, content analysis was used .In light of the findings of the study, it can be claimed that the Life Sciences and Social Sciences course books are not prepared with sensitivities towards gender discrimination and there are many indicators of gender discrimination in the photographs, pictures and texts in the books. The findings show that more male pictures than female pictures are included in the books and the women are usually depicted while doing house chores or cooking, they are also presented while doing activities such as doing handy crafts or painting pictures. The women are mostly shown in some certain professions such as doctors, teachers, or nurses. On the other hand, men are presented in more various professions such as doctor, engineer, fire fighter, civil servants, soldier, and police officers. In the course books, scientists are chosen among the men and while pioneers in fields such as art, politics, sports etc. are presented, usually males are preferred and managerial positions are mostly occupied by men.
Keywords: Societal sexuality, course books, sex discrimination
PhD Std. Yıldızay AYYILDIZ & Prof. Dr. Leman TARHAN
EFFECT OF CASE STUDIES ON PRIMARY SCHOOL TEACHING STUDENTS' ATTITUDES TOWARD CHEMISTRY LESSON
The purpose of this study was to investigate the effect of case studies on Primary School Teaching students’ attitudes toward chemistry lesson. The study was conducted on 63 freshmen from Department of Primary School Teaching at a university in Turkey. The students were taught using case studies about the subjects of Properties and States of Matter, Elements and Compounds, Solutions and Mixtures, Physical and Chemical Changes, Chemical Reactions, Acids and Bases, Solubility and Precipitation. In the study, one group pre-test and post-test experimental design was used. As the tool of supplying data, Attitude toward Chemistry Lesson Scale was applied to determine students’ pre and post attitudes. The results of analyzing the scale showed that chemistry education based on case studies caused significantly positive attitudes toward chemistry lesson.
Keywords: case study method, chemistry lesson, attitude, primary school teaching students
Köksal BANOĞLU & Yrd.Doç.Dr. Sevinç PEKER
ÖĞRENEN ÖRGÜT OLMA YOLUNDA İLKÖĞRETİM OKUL YÖNETİCİLERİNİN OKULLARINA VE KENDİLERİNE İLİŞKİN ALGI DURUMLARI
Bu araştırma, okul yöneticilerinin algılarına bağlı olarak okulların öğrenen örgüt olma düzeylerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaçla tarama modeline dayanan betimsel bir araştırma yapılarak, Kağıthane ilçesindeki ilköğretim okullarının tamamına ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda okul yöneticilerinin algılarının öğrenen örgütün beş disiplininin her biri açısından “genellikle” düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Kadın yöneticilerin algılarının paylaşılan vizyon disiplini açısından erkek yöneticilerden daha yüksek olduğu; 20-35 yaş arası yönetici algılarının sistem düşüncesi disiplini açısından kendilerinden yaşlı yöneticilere kıyasla daha düşük olduğu; müdür yardımcılarının sistem düşüncesi disiplini açısından müdürlerden daha düşük algıya sahip olduğu; yöneticilik eğitimi almış olan yöneticilerin tüm öğrenen örgüt disiplinleri açısından, yöneticilik eğitimi almayan yöneticilerden daha yüksek algıya sahip olduğu; takım çalışmasına katılan yöneticilerin algılarının, kişisel hakimiyet ve takım halinde öğrenme disiplinleri açısından takım çalışmasına katılmayan yöneticilerden daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: öğrenen örgüt, öğrenen okul, örgütsel öğrenme, beşinci disiplin, okul yönetici algısı.
Dr. Mehmet BEKDEMİR
ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÇEMBER VE DAİRE KONULARINDA KAVRAM VE İŞLEM BİLGİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmenliği anabilim dalındaki öğrencilerin çember ve daire alt öğrenme alanlarıyla ilgili kavram ve işlem bilgilerini değerlendirmektir. Araştırma, toplam 158 öğrenciyi kapsamaktadır. Çalışmada, çember ve daire alt öğrenme alanlarındaki kavram ve işlem bilgisini ayırt eden bir ölçek kullanılmıştır. Verilerin analizinde bağımsız t-testi, MANOVA testi ve betimsel analiz kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre; öğrencilerin işlem bilgisiyle ilgili sorulardaki başarıları, kavram bilgisiyle ilgili sorulardaki başarılarından anlamlı olarak yüksektir. Ancak işlem bilgisi ve özellikle de kavram bilgisi açısından öğrencilerin başarı düzeyleri – yüzlük puan skalasının orta noktasının altında olduğundan- yetersiz olduğu sonucuna varılmıştır. Dördüncü sınıf öğrencilerinin başarıları hem işlem hem de kavram bilgisi açısından birinci sınıf öğrencilerinden anlamlı olarak yüksek olduğu belirlenmiştir. Kavram bilgisi sorularına verilen cevapların betimsel analiz sonuçlarına göre, öğrencilerin kavramları, bunların arasındaki ilişkileri, formüllerin anlamını veya elde edilmesini ya yanlış bildikleri ya da hiç bilemedikleri tespit edilmiştir. Ayrıca öğrencilerin hem “soyutlama, genelleme ve bir alandaki bilgiyi başka bir alana doğru bir şekilde transfer etme” hem de “işlem bilgi açısından özellikle cebirsel ve kareköklü ifadelerle işlem yapma becerileri” bakımından yetersiz oldukları sonucuna varılmıştır
Anahtar Kelimeler: öğretmen adayı,kavram bilgisi, işlem bilgisi, çember ve daire.
Doç. Dr. Filiz BİLGE
BİR GRUP İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİSİNDE BİLGİSAYARA YÖNELİK BAĞIMLILIK EĞİLİMİ DEĞERLENDİRMESİ
Bu araştırmada ilköğretim 5.sınıf öğrencilerinin bilgisayara yönelik bağımlılık gösterme eğilimleri incelenmiştir. Çalışma grubunu K.K.T.C.’de öğrenim gören 121 öğrenci oluşturmuştur. Öğrencilere Bilgisayara Yönelik Bağımlılık Eğilimi Ölçeği ve bilgi formu uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin bilgisayara yönelik bağımlılık eğilimlerinin endişe verici düzeyde olmadığı belirlenmiştir. Bunun yanı sıra bağımlılık eğiliminin cinsiyet ve kendi odasında bilgisayar olup olmadığına göre değişmediği, bilgisayar kullanım süresi açısından ise iki ve üç saat kullananların bir saat kullananlara göre daha eğilimli olduğu sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: bilgisayar bağımlılığı, internet bağımlılığı, ilköğretim öğrencileri
Doç, Dr. Mehmet ÇAĞLAR, Yrd. Doç. Dr. Sibel DİNÇYÜREK & Nihan ARSAN
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL KAYGILARININ ANALİZİ
Bu çalışmada, öğrencilerin sosyal kaygılarının cinsiyetlerine, akademik başarılarına,ailenin gelir durumuna, anne ve baba eğitim düzeylerine göre farklılık gösterip göstermediğini araştırmak amaçlanmıştır.
Çalışma grubunu, 2008-2009 öğretim yılı güz döneminde Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde eğitim gören öğrenciler (n=300) oluşturmaktadır. Öğrencilerin sosyal kaygı düzeylerini belirleyebilmek için Palancı ve Özbay (2001) tarafından geliştirilen “Sosyal Kaygı Ölçegi (SKÖ)” kullanılmıştır.
Verilerin analizinde betimsel istatistikler ve Çok Faktörlü Varyans Analizi (MANOVA) kullanılmıştır. Çalışmada öğrencilerin sosyal kaygı düzeylerinin cinsiyet ve akademik başarıları dikkate alındığında istatistiksel olarak anlamlı farklar bulunmuştur. Ailenin gelir durumunun, sosyal kaçınma alt ölçeğinde ve kritize edilme kaygısı alt ölçeğinde de istatistiksel olarak anlamlı bir fak yarattığı bulgularına ulaşılmıştır. Annenin eğitim düzeyinin de, sosyal kaçınma alt ölçeğinde, kritize edilme kaygısı alt ölçeğinde ve değersizlik duygusu alt ölçeğinde istatistiksel anlamlı bir fak yarattığı bulunmuştur. Babanın eğitim düzeyininde ise, sosyal kaçınma alt ölçeğinde, kritize edilme kaygısı ve değersizlik duygusu alt ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Anahtar Kelimeler: Sosyal Kaygı, Sosyal Kaçınma, Kritize Edilme Kaygısı, Bireysel Değersizlik Duygusu ve Akademik Başarı
Öğr.Gör.Dr. İlke ÖNAL ÇALIŞKAN & Prof.Dr. Fitnat KAPTAN
FEN ÖĞRETİMİNDE PERFORMANS DEĞERLENDİRMENİN BİLİMSEL SÜREÇ BECERİLERİ, TUTUM VE KALICILIK AÇISINDAN YANSIMALARI
Araştırmanın temel amacı, performans değerlendirmenin öğrencilerin bilimsel süreç becerileri ve tutum ve kalıcılık değişkenleri açısından yansımalarını incelemektir. Araştırma, Ankara İli Beytepe İlköğretim Okulu’ndan üç tane yedinci sınıfta (biri deney, ikisi kontrol grubu ) toplam 105 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Ölçme araçları olarak, Önal (2005) tarafından geliştirilen Bilimsel Süreç Becerileri Testi (BSBT), literatürden alınan Fen Bilgisi Tutum Ölçeği (FBTÖ) kullanılmıştır. Deney grubunda süreç boyunca öğrencilere değerlendirme sürecinde performans dayanaklı etkinlikler verilmiş, bu etkinliklere ilişkin rubrikler geliştirilmiştir. Süreç sonunda, gruplara BSBT ve FTÖ yeniden uygulanarak tutum ve başarı açısından bir farklılık olup olmadığına bakılmıştır. Uygulamanın tamamlanmasından bir buçuk ay sonra, kalıcılık testi uygulanarak üç grupta bilimsel süreç becerilerindeki kalıcılığa bakılmıştır. Araştırma, deneysel araştırma yöntemine ait desenlerden ön-test son-test kontrol gruplu desene uygun olarak tasarlanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, t-testi ve tekrarlayan verilerde varyans analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Uygulama sonrasında, gruplar arasında bilimsel süreç becerileri ve tutum açısından deney grubu lehine anlamlı bir farklılık olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Fen ve Teknoloji Eğitimi, Bilimsel Süreç Becerileri, Performans Dayanaklı Değerlendirme, Rubrik (Dereceli Puanlama Anahtarı)
Doç.Dr. Melek DEMİREL
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KULLANDIKLARI DİL ÖĞRENME STRATEJİLERİ
Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin yabancı dil (İngilizce) öğrenirken kullandıkları öğrenme stratejilerini belirlemek ve strateji kullanımının cinsiyet ve akademik başarı açısından farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Tarama modelindeki araştırma, Erciyes Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda öğrenim gören 702 üniversite öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama aracı olarak Oxford (1990) tarafından geliştirilen ve Demirel (2009) tarafından Türkçe’ye uyarlama çalışması yapılan “Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri” kullanılmıştır. Ölçeğin yapı geçerliği doğrulayıcı faktör analizi ile test edilmiş ve orijinal formla uyumlu olarak altı alt boyuttan oluştuğu belirlenmiştir (Bellek, bilişsel, telafi, üst-bilişsel, duyuşsal ve sosyal stratejiler). Ölçeğin iç tutarlılık güvenirlik katsayısı .92 olarak bulunmuştur. Araştırmada elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin dil öğrenme stratejilerine orta düzeyde sahip oldukları ve yabancı dil öğrenirken en fazla telafi, en az ise bellek stratejilerini kullandıkları saptanmıştır. Dil öğrenme stratejilerini kızlar erkeklere oranla daha fazla kullanmaktadır ve strateji kullanım düzeyi arttıkça öğrencilerin akademik başarıları da artış göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Öğrenme stratejileri, dil öğrenme stratejileri, üniversite öğrencileri
Yrd. Doç.Dr. Birsen DOĞAN & Yrd. Doç.Dr. Hülya ÇERMİK
NASIL ÖĞRENİYORUM ENVANTERİNİN TÜRKÇEYE UYARLANMASI: GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI
Bu araştırmanın amacı, “Nasıl Öğreniyorum Envanteri” nin Türkçeye uyarlanmasıdır. Envanterin yapı geçerliği, ölçüt geçerliği, iç tutarlılığı ve test-tekrar test güvenirliği incelenmiştir. Nasıl Öğreniyorum Envanteri’nin dilsel eşdeğerlik çalışması sonucunda İngilizce ve Türkçe formlar arasında olumlu ilişki bulunmuştur. Ölçeğin yapı geçerliği için temel bileşenler analizi, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi uygulanmış ve maddeler dört faktörde toplanmıştır. I.tip öğrenen boyutunda yedi madde, II.tip öğrenen boyutunda altı madde, III.tip öğrenen boyutunda altı madde ve IV.tip öğrenen boyutunda yedi madde yer almaktadır. Envanterin ölçüt geçerliği için Kolb Öğrenme Stili Envanteri kullanılmıştır. Envanterin güvenirlik çalışmaları için test-tekrar test ve Cronbach alfa iç tutarlık güvenirlik katsayıları hesaplanmıştır. Güvenirlik sonuçları tatmin edici düzeyde bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Öğrenme stili, geçerlik ve güvenirlik, “Nasıl Öğreniyorum Envanteri”.
Yrd. Doç. Dr. Erhan DURUKAN & Yrd. Doç. Dr. Sedat MADEN
TÜRKÇE DERSİ ÖZYETERLİK ALGISI ÖLÇEĞİ (TDÖAÖ): GÜVENİRLİK VE GEÇERLİK ÇALIŞMASI
Bu çalışmada Türkçe dersleri için bir özyeterlik algısı ölçeğinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Ölçek maddeleri alan yazın taranarak belirlenmiş; daha sonra öğretim üyelerinin, öğretmenlerin ve alan uzmanlarının görüşlerine başvurularak ölçek 48 madde olarak oluşturulmuştur. Geçerlik ve güvenirlik çalışmaları için ölçek, ilköğretim 2. kademede okuyan 150 öğrenciye uygulanmıştır. Çalışmada güvenirlik ve geçerlik için gerekli analizler (Cronbach Alfa, Yarı test, Faktör analizi (Varimax), Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu) yapılmıştır. Madde analizi sonunda ölçekten 8 madde çıkarılmıştır. Yapılan faktör analizi sonucunda ölçeğin 5 faktörden oluştuğu, güvenirlik analizi sonucunda ise Cronbach Alfa katsayısı a= ,89 bulunmuştur. Bu sonuçlara göre ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Türkçe dersleri, özyeterlik algısı, güvenirlik ve geçerlik çalışması.
Doç. Dr. Gülay EKİCİ
AKADEMİK ÖZ-YETERLİK ÖLÇEĞİ: TÜRÇEYE UYARLAMA, GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI
Akademik öz-yeterlik, bireyin verilen akademik bir görevi belirlenmiş olan başarı seviyesinde yapabileceği konusundaki algısıdır. Bu çalışmanın temel amacı Owen & Froman (1988) tarafından hazırlanmış olan akademik öz-yeterlik ölçeğinin Türkiye koşullarında geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmaktır. Ölçeğin Türkçeye çevirisi dil uzmanları tarafından yapılmıştır. Daha sonra Türkçeye uygunluk, içerik ve ölçme değerlendirme açılarından da uzmanlar tarafından değerlendirilmiştir. Alınan görüşler doğrultusunda düzenlemelerin yapıldığı ölçek, geçerlik ve güvenirliğinin saptanması amacıyla 683 üniversite öğrencisine uygulanmıştır. Ölçeğin yapı geçerliğine ilişkin bulgular faktör analizi yöntemi ile sağlanmıştır. Ölçek sosyal statü boyutu, bilişsel uygulamalar boyutu ve teknik beceriler boyutu olmak üzere toplam üç alt boyuttan oluşmaktadır. Ölçek 33 madde içermektedir. Ölçeğin geneli için Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı 0,86 olarak bulunurken, sosyal statü boyutu için 0,88, bilişsel uygulamalar boyutu için 0,82 ve teknik beceriler boyutu için 0,90 olarak bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar ölçeğin Türkiye şartlarında da kullanılabileceğini göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: öz-yeterlik, akademik öz-yeterlik, ölçek uyarlama, geçerlik ve güvenirlik
Assist. Prof. Dr. Hakan ERKUTLU
IMPACT OF PSYCHOLOGICAL HARDINESS AND SELF-MONITORING ON TEACHER BURNOUT
The purpose of this research is to examine the moderating effects of psychological hardiness and self-monitoring on the linkage between organizational politics and teacher burnout. Totally 1344 teachers from 112 high schools chosen by random method in Ankara, Istanbul, Adana, Antalya, Samsun, Kahramanmaras, Adiyaman and Gaziantep in 2010-2011 spring semester, constitute sample of the research. Organizational politics were measured using the Perception of Organizational Politics (POP). Maslach Burnout Inventory, the Personal Views Survey III-R and Self-Monitoring Scale (SMS) were used to assess teacher burnout, psychological hardiness and self-monitoring respectively. In the study, the hypotheses were tested by using moderated hierarchical regression. The results of the study reveal that organizational politics is positively related to teacher burnout within high schools. Furthermore, self-monitoring strengthened the positive relationship between organizational politics and teacher burnout and psychological hardiness weakened that relationship.
Keywords: Organizational politics, Psychological hardiness, Self-monitoring, Employee burnout
Dr. Tolga GÖK
REAL-TIME ASSESSMENT OF PROBLEM-SOLVING OF PHYSICS STUDENTS USING COMPUTER-BASED TECHNOLOGY
The change in students’ problem solving ability in upper-level course through the application of a technological interactive environment-Tablet PC running InkSurvey- was investigated in present study. Tablet PC/InkSurvey interactive technology allowing the instructor to receive real-time formative assessment as the class works through the problem solving strategies was used to improve students` problem solving skills. The method was evaluated by developed problem solving strategies survey as well as quizzes after each chapter of eleven chapters for Advanced Electricity and Magnetism course. Results indicated that the students were used to apply problem solving strategies frequently by the end of the semester.
Keywords: InkSurvey; problem solving strategy steps; tablet pc
Yrd. Doç. Dr. M. Handan GÜNEŞ
ORIGAMI TECHNIQUE IN THE TEACHING OF NUCLEIC ACIDS
In this study, the effect of the origami technique in the teaching of nucleic acids with which students have trouble understanding, has been investigated. While the topic was explained to the control group of 40 students with a traditional teacher-centered teaching method according to a previously prepared lesson plan created in terms of the curriculum, it was explained to the 40 students in the experimental group in an identical manner and then followed by creating models of the nucleic acids using the origami technique. In this study, in order to determine the knowledge levels of the teacher, candidates success test was applied to both groups as a pre-test and post-test. The data were analysed using SPSS 15.00 packet program. In the analysis of the data, Mann Whitney U and the Wilcoxon significance rank order tests were carried out. Another aim of this study was to determine the topic misconceptions held by the students by asking for 4 drawings and 5 classical explanation questions to the two groups both before and after the explanation of the topic. According to results, due to the use of the models with origami, the students in the experimental group had a higher increase in their levels of success, answered the classical explanation questions better and produce better drawings and also decreased their topic misconceptions to a level lower than that of the control group.
Keywords: Nucleic acid (DNA, RNA), origami, model creation, teaching.
Arş. Gör. Perihan Güneş & Prof. Dr. Haluk Soran
DERECELİ PUANLAMA ANAHTARININ İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN ARAŞTIRMA BECERİSİ VE BİLİŞSEL ALAN DÜZEYİNE ETKİSİ
Bu araştırmanın amacı, dereceli puanlama anahtarının ilköğretim öğrencilerinin fen ve teknoloji dersi araştırma becerisi ve bilişsel başarısı üzerindeki etkisini belirlemektir. Araştırmada “karşılaştırmalı eşitlenmemiş grup son-test modeli” ve “eşitlenmemiş kontrol gruplu model” kullanılmıştır. Araştırma, 2010-2011 öğretim yılında Ankara İli Çankaya İlçesindeki bir ilköğretim okulunun 6., 7. ve 8. sınıflarında öğrenim gören toplam 199 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak dereceli puanlama anahtarı ve başarı testi geliştirilmiştir. Dört haftalık süre zarfında araştırma yapma etkinliği, deney ve kontrol gruplarına performans görevi olarak dağıtılmıştır. Deney grubuna etkinliklerinin değerlendirilmesinde kullanılacak dereceli puanlama anahtarı verilmişken, kontrol grubuna verilmemiştir. Araştırmada öğrencilerin bilişsel alan düzeylerini ölçmek amacıyla öntest, sontest uygulanmıştır. Deney ve kontrol gruplarının araştırma etkinlikleri dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilmiştir. Çalışma sonunda dereceli puanlama anahtarı kullanan öğrencilerin araştırma becerisi ve bilişsel alan düzeylerinin kullanmayanlara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Dereceli puanlama anahtarı, araştırma becerileri, bilişsel alan, başarı testi
Yrd. Doç. Dr. Murat HİŞMANOĞLU
AN INVESTIGATION OF PRONUNCIATION LEARNING STRATEGIES OF ADVANCED EFL LEARNERS
This paper aims at investigating the kinds of strategies deployed by advanced EFL learners at English Language Teaching Department to learn or improve English pronunciation and revealing whether there are any significant differences between the strategies of successful pronunciation learners and those of unsuccessful pronunciation learners. After reviewing the studies done on pronunciation learning strategies, it defines the concept of a pronunciation learning strategy, presents how several researchers identify pronunciation learning strategies, and displays the results of a research study.
Keywords: EFL learners, pronunciation learning, pronunciation learning strategies
Yrd.Doç.Dr. Ayalp TALUN İNCE
REALISTISCHER UMGANG MIT DEM GEMEINSAMEN EUROPÄISCHEN REFERENZRAHMEN IM NICHT- EUROPÄISCHEN RAUM
The Common European Framework of Reference published by the Council of Europe and commonly accepted in our country as well is an initiative to standardise the learning-teaching-education of foreign languages through certain criteria. In relation to free movement, it can be considered as an estimable regulation in the learning-teaching-education of foreign languages in the European Union countries where no common criteria have been used before. From another point of view, it is an efficient and comprehensive application in this field. However, it has been criticised by the scientists working in this area and some of its suggestions and applications have been unconfirmed. This study, taking into consideration the criticism in question, aims to evaluate The Common European Framework of Reference in terms of Turkey and its educational conditions. The language level B2 in the study under discussion have been studied in details and discussed whether it is applicable and accessible in our country in order to form a useful and realistic approach in the nation-wide application of the the work whose target is to present new developments, motivations and ideas by bringing new criteria to the learning-teaching-education of foreign languages. The studie examines the criterias for level B2 according to the CEF. Therefor the students have been asked how the objectives have been achieved through the mutual in-depth interviews. The Students was observed and the results compared with their success on skill based tests.
Keywords: Common European Framework, foreign language teaching-learning-education, language level B2.
Arş.Gör.Kübra ATALAY, Arş.Gör.Bilge GÖK, Doç. Dr.Hülya KELECİOĞLU & Arş.Gör.Nihan
DEĞİŞEN MADDE FONKSİYONUNUN BELİRLEMESİNDE KULLANILAN FARKLI YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI: BİR SİMÜLASYON ÇALIŞMASI
Bu araştırmanın amacı değişen madde fonksiyonunun (DMF) belirlenmesinde kullanılan gözlenen puan yöntemlerinden Mantel-Haenszel ve lojistik regresyon yöntemleri ile örtük puan yöntemlerinden MTK-OO ve SIBTEST yöntemlerinin karşılaştırılmasıdır. Yöntemlerin karşılaştırılması simulasyon çalışmasıyla yapılmıştır. Simulasyon koşulları örneklem büyüklüğü, yetenek dağılımı ve testteki DMF’li madde oranıdır. Araştırmada kullanılan örtük puan yöntemlerinin gözlenen puan yöntemlerine göre DMF’li maddeleri belirlemede daha duyarlı ve etkili olduğu görülmüştür. Araştırmada, LR’nin diğer yöntemlere göre DMF belirleme oranının daha düşük olduğu, MTK-OO’nun ise daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Tek biçimli DMF’yi belirlemede MH, SIBTEST ve MTK-OO yöntemleri; tek biçimli olmayan DMF’yi belirlemede ise LR, SIBTEST ve MTK-OO yöntemleri birbiriyle uyumlu sonuçlar vermiştir.
Anahtar Kelimeler: Değişen madde fonksiyonu, Mantel-Haenszel, lojistik regresyon, SIBTEST, olabilirlik oranı.
Doç. Dr. Şaduman KAPUSUZOĞLU
DENETİM UYGULAMALARININ GENEL NİTELİKLERİ VE DENETİMSEL DAVRANIŞ ÖZELLİKLERİNİN UYGULANMA DURUMUNUN ANALİZİ
Bu araştırmanın amacı, ilköğretimde denetim uygulamalarının genel nitelikleri ve denetsel davranış özelliklerinin uygulanma durumunu, on yıl öncesine kıyasla İlkokul Öğretmenleri (N=2553), Denetçiler (N=600), İl (N=54) ve İlçe (N=538) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Müdürleri görüşleri doğrultusunda analiz etmektir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Karagözoğlu (1977) tarafından geliştirilen ve dört bölümden oluşan bir anket kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde aritmetik ortalama, standart sapma ve t-testi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda on yıl öncesine kıyasla, görevlilerin görüşlerinde denetçiler ve uygulamalar lehine önemli bir farklılık görülmemiştir.
Anahtar Kelimeler: eğitim denetimi, davranış özellikleri, denetçi, denetim uygulamaları
Öğr. Gör. Dr. Dilek Sultan KILIÇ
BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN EVRİM ÖĞRETİMİ NİYETLERİNİN PLANLANMIŞ DAVRANIŞ TEORİSİ ÇERÇEVESİNDE İNCELENMESİ
Biyoloji öğretmenlerinin evrim öğretimi niyetleri ve niyetlerini etkileyen faktörler, 25 Türk ve 12 Alman biyoloji öğretmeni ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılarak incelenmiştir. Görüşme formu, Ajzen (2005) tarafından davranışı açıklamak üzere geliştirilmiş olan Planlanmış Davranış Teorisi çerçevesinde hazırlanmıştır. Veriler, nitel içerik analizi yöntemi ile değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda Türk ve Alman öğretmenlerin evrim öğretimi niyetlerinin ve niyetlerini etkileyen faktörlerin toplumların kültürel ve dini değerlerinden kaynaklandığı düşünülen farklılıklar gösterdiği tespit edilmiştir. Türk öğretmenlerin 20’sinin, Alman öğretmenlerin ise tamamının evrim öğretimine yönelik tutumlarının olumlu olduğu ve konuyu öğretme niyetinde oldukları belirlenmiştir. Evrim öğretimine yönelik olumsuz tutum geliştirmiş olan 5 Türk öğretmenin ise konuyu öğretmek istemedikleri görülmüştür. Türk öğretmenlerden 18’i, toplum genelinde evrim konusunu öğretmelerinin istenmediğini düşünürken Alman öğretmenler evrim öğretimini kendilerine yüklenen bir misyon olarak algıladıklarını ifade etmişlerdir. Alman öğretmenlerin tamamı evrim öğretimi konusunda yüksek algılanan davranış kontrolüne sahipken, Türk öğretmenlerden 3’ü evrim öğretimi için mevcut koşulların uygun olmadığını belirtmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: evrim öğretimi, planlanmış davranış teorisi, nitel içerik analizi, biyoloji öğretmenleri, kültürler arası çalışma
Canan KOÇAK & Doç. Dr. Ayşem Seda ÖNEN
GÜNLÜK YAŞAM KİMYASI TUTUM ÖLÇEĞİ GELİŞTİRME ÇALIŞMASI
Bu çalışmanın amacı Ortaöğretim öğrencilerinin günlük yaşam kimyasına yönelik tutumlarını belirlemek için bir ölçme aracı geliştirmektir. Pilot uygulama 426 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Günlük Yaşam Kimyası Tutum Ölçeğini geliştirme süreci literatür taraması, madde havuzu oluşturma, uzman görüşü alma ve pilot uygulama aşamalarını içermektedir. Ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı 0.88 olarak hesaplanmış ve faktör analizi sonuçları ölçeğin beş boyutlu bir yapıya sahip olduğunu desteklemiştir. Başka bir ifadeyle ölçek, Ortaöğretim öğrencilerinin günlük yaşam kimyasına yönelik tutumlarını belirlemede geçerli ve güvenilir bir araçtır.
Anahtar Kelimeler: Günlük yaşam kimyası tutum ölçeği, faktör analizi, tutum.
Doç. Dr. M. Kayhan KURTULDU & Öğrt. Çağlar BAKIOĞLU
TAM ÖĞRENME MODELİNE DAYALI MÜZİK ÖĞRETİMİNDE ÖĞRENCİ BAŞARILARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Bu çalışmada tam öğrenme modelinin, uygulama esasları çerçevesinde müzik öğretiminde kullanılabilirliği incelenmiştir. Tam öğrenme modelinin gerekleri ve uygulamada yapılması gerekenler, öğretim programından seçilen konu üzerinde uygulanmıştır. Anadolu Öğretmen Lisesi 10. Sınıf öğrencileri ile yapılan çalışma içerisinde öğretim programından “Majör ve Minör Diziler” konusu seçilmiştir. Deney ve kontrol grupları olarak iki farklı grupla uygulanan çalışmada, deney grubu ile tam öğrenme modelinin esaslarına göre konu işlenmiş, en üst düzeyde öğrenmenin gerçekleşmesi sağlanmıştır. Kontrol grubu ile seçilen konunun klasik öğrenme yöntemleriyle uygulaması yapılmıştır. Deney grubu ile yapılan çalışmada ön test, eksiklerin giderilmesi, uygulama çalışması, dönüt ve düzeltme sonrasında son test gibi çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmalar neticesinde öğrencilerin aldıkları puanlar karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler, tam öğrenme uygulamasının klasik öğrenme uygulamasına göre öğrenci başarısının artmasında daha etkili olduğunu ortaya koymuştur.
Anahtar Kelimeler: tam öğrenme modeli, müzik öğretimi, majör dizi, minör dizi
Doç. Dr. Gülşen LEBLEBİCİOĞLU
8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN MADDE KAVRAMINI KAVRAMSAL ANLAMALARI ÜZERİNE NİTEL ÇALIŞMA
Madde kavramı, çocukların zengin deneyim yaşadıkları, anlamlandırmaya çalıştıkları bir kavramdır. Makroskobik özellikleri yanında mikroskobik özelliklerinin de sağlıklı öğrenilmesi birçok kavramın öğrenilmesine zemin oluşturmaktadır (Nakhleh, 1992). Bu çalışmada, Bolu ilinde bir ilköğretim okulunda 15 sekizinci sınıf öğrencisi ile Nakhleh, Samarapungavan, Sağlam ve Duru (2006) çalışmasında kullanılan sorular sorularak klinik görüşmeler yapılmıştır. Veriler Nakhleh ve Samarapungavan (1999) makalesindeki kavramsal yapı kullanılarak kodlanmıştır. Öğrencilerin birçoğu maddelerin yapısını açıklarken atom ve molekül düzeyinde açıklamalar yapmışlardır. Hal değişimini açıklarken de çoğu öğrenci mikro düzeyde açıklama yapmış, fakat çözünme olayını açıklarken makro seviyede açıklamalar daha fazla öne sürülmüştür. Katının şeklini korurken, suyun akışkanlığını ve gazların yayılmasını açıklarken öğrencilerin çoğu mikro düzeyde açıklama getirmişlerdir. Bu çalışmanın sonuçları Nakhleh, Samarapungavan ve Sağlam (2005) ve Nakhleh ve diğerlerinin (2006) çalışmalarındaki verilerle karşılaştırıldığında iki çalışmaya katılan Türk öğrencilerin Nakhleh et al. (2005) çalışmasına katılan Amerikalı öğrencilerden daha fazla mikro düzeyde açıklama yaptıkları, fakat açıklamaların Amerika’daki öğrencilerin açıklamaları kadar çeşitlilik göstermediği görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: madde, mikro ve makro özellikler, hal değişimi, çözünme
Doç. Dr. Ayşem Seda ÖNEN
EĞİTİME YÖNELİK İNANÇLARIN BİLGİSAYAR TEKNOLOJİLERİNİ KULLANMAYA YÖNELİK TUTUMLARA ETKİSİ
Öğretmen adaylarının eğitime yönelik inançları ve bilgisayar-internet kullanımına yönelik tutumları arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlayan bu araştırma, tarama modelinde betimsel bir araştırma niteliğindedir. Araştırmanın çalışma grubunu 270 öğretmen adayı oluşturmuştur. Öğretmen adaylarının eğitimle ilgili inançları ile bilgisayar kullanımına yönelik tutumları ve internet arasındaki potansiyel ilişki analiz edilmiş ve sonuçlar değerlendirilmiştir. Araştırmada, öğretmen adaylarının eğitime yönelik inançları ile bilgisayara ve internet kullanımına yönelik tutumları arasında anlamlı pozitif yönlü ilişkilerin bulunduğu belirlenmiştir. Ayrıca ilerlemecilik, yeniden kurmacılık ve varoluşçu eğitim alt boyutları ile öğretmen adaylarının bilgisayara yönelik tutumları arasında anlamlı pozitif yönlü ilişkilerin olduğu belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının internet kullanımına yönelik tutumları ile ilerlemecilik, yeniden kurmacılık ve varoluşçu eğitim alt boyutları arasında anlamlı pozitif yönlü ilişkiler olduğu ortaya çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler: eğitim inançları, internet kullanımı, bilgisayar kullanımı.
Yrd. Doç. Dr. Serap ÖZBAŞ & Prof. Dr. Haluk SORAN
BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN 9. SINIF BİYOLOJİ DERS KİTABI HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Bu araştırmada, biyoloji öğretmenlerinin 2007 yılında Talim Terbiye Kurulu Başkalığı tarafından yayımlanan Biyoloji Dersi Öğretim Programı’na göre hazırlanmış 9. sınıf biyoloji ders kitabının özellikleri açısından görüşleri incelenmiş ve bazı değişkenlere (öğrenim durumu, okul türü) göre karşılaştırma yapılmıştır. Araştırmada, biyoloji ders kitabının genel, didaktik ve fiziksel özelliklerine yönelik 93 maddeli, 5’li likert tipinde derecelendirilmiş anket formu kullanılmıştır. Ankara ilinde ortaöğretimde görev yapan 124 biyoloji öğretmeninden elde edilen veriler, SPSS 17 paket programı ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, biyoloji öğretmenlerinin ders kitabının özelliklerine yönelik görüşlerinin genel olarak olumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca öğretmenlerin biyoloji ders kitabının genel, didaktik ve fiziksel özelliklerine yönelik görüşleri öğrenim durumları ve görev yaptıkları okul türüne göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermemiştir.
Anahtar Kelimeler: Biyoloji Ders Kitabı, Öğretmen Görüşleri, Kitap İnceleme.
Assist. Prof. Dr. Oğuz ÖZDEMİR
THE ENVIRONMENTALISM OF UNIVERSITY STUDENTS: THEIR ETHICAL ATTITUDES TOWARD THE ENVIRONMENT
The study tries to determine the environmentalism of university students based on their attitudes towards the environment. The present study was carried out among 220 senior students studying in various departments in 2007-2008 academic year. The data were collected through an “Environmental Ethics” scale developed by the researcher and were analyzed through proper statistics from SPSS program package. In light of the findings, it can be argued that the participants mostly exhibit a “mild” environmentalism tendency that pays attention to both the instrumental and intrinsic values of non-human entities.
Keywords: environmentalism, environmental ethics, attitude, environmental education
Samo PAVLİN & Marjan SVETLİCİC
HIGHER EDUCATION, EMPLOYABILITY AND COMPETITIVENESS
This paper studies the relationship between competitiveness and higher education systems in Europe. It explores whether more competitive countries have developed more labour-market-oriented systems of higher education (HE) that thereby give their graduates greater short term employability potential. Based on and a large-scale survey among 45.000 higher education graduates five years after graduation in 19 European countries, five employability indicators are identified and analysed in combination with World Economic Forum Indicators. The paper finds evidence demonstrating that more competitive countries have developed HE systems with more practically oriented studies and a higher workload. The paper identifies five country clusters indicating a combination of country competitiveness and other characteristics of HE systems. This is the first empirical study to examine relation between ‘soft’ dimensions of higher systems and competitiveness on country comparative basis.
Keywords: competitiveness, employability, higher education, labour market
Öğrt. Gör. Dr. Yasemin SAĞLAM & Prof. Dr. Ali BÜLBÜL
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN GÖRSEL VE ANALİTİK STRATEJİLERİ
Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin integral konusu kapsamındaki problem çözme sürecinde görsel ve analitik düşünme stratejileri arasındaki bağlantıyı nasıl sağladıklarını araştırmak; görsel stratejiyi daha etkili ve analitik süreçlerle bağlantı kurarak kullanmalarını sağlamak için gerçekleştirilen öğretim deneyinin öğrencilerin görsel tercihlerinde meydana getirdiği değişikliği incelemektir. Bir nitel araştırma yöntemi olan öğretim deneyi kullanılarak gerçekleştirilen bu araştırmanın katılımcılarını altı matematik öğretmen adayı oluşturmaktadır. Katılımcıların görsel tercihleri “Matematiksel Süreç Aracı” kullanılarak tespit edilmiştir. Öğretim deneyi, tercihleri görsel yönde olmayan katılımcılarla dört haftalık zaman periyodunda gerçekleştirilirmiş ve öğretim deneyi öncesinde ve sonrasında katılımcıların görsel tercihlerinde meydana gelen değişimleri belirlemek amacıyla klinik görüşmeler yapılmıştır. Araştırma sonucunda, katılımcıların analitik stratejileri tercih etmelerinin değişik nedenleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan bazıları öğrenimleri sırasında integral hesaplama yöntemlerini yoğun olarak kullanmaları, bu nedenle integral ile ilgili özelliklerin analitik anlamda biliniyor olmasına karşılık grafiksel uygulamalarla ilgili sorun yaşanması ve öğretmenlerin analitik çözümlere verdiği değer şeklinde özetlenebilir. Katılımcıların öğretim deneyi sonucunda görsel strateji kullanma tercihlerindeki değişimlerin farklı düzeylerde gerçekleştiği gözlenmiştir. Bu farklılığın nedenleri önceki öğrenim hayatlarından getirdikleri matematiksel inançların farklılığıyla açıklanmıştır.
Anahtar Kelimeler: integral, görsel strateji, analitik strateji, matematik eğitimi
Arş. Gör. Nazan SEZEN & Yrd. Doç.Dr. Canan YANIK
BİYOLOJİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ MATEMATİĞE YÖNELİK TUTUMLARI: ÖĞRETİM PROGRAMINDA MATEMATİK DERSİ OLMALI MI?
Bu çalışmanın amacı, biyoloji öğretmen adaylarının matematiğe yönelik tutumlarının ve öğretim programlarında yer almayan matematik dersine gereksinim duyup duymadıklarının belirlenmesidir. Bu amaçla öğretmen adaylarına, “Matematiğe Yönelik Tutum Ölçeği” ile “Öğrenci Bilgi Formu” uygulanmıştır. Ölçekle, matematiğe yönelik tutum yedi alt boyutta incelenmiş, bilgi formunda ise adayların matematik dersine gereksinim duyup duymadıkları ve duyulan gereksinimin nedenleri sorulmuştur. Elde edilen verilerin analizi sonucunda; cinsiyetlerine göre matematiğe yönelik tutumun “ilgi, sevgi, zevk” alt boyutlarında kız öğrencilerin lehine anlamlı fark bulunurken “güven, korku, meslek ve önemlilik” alt boyutlarında fark bulunamamıştır. Sınıf düzeylerine göre ise hem matematiğe yönelik tutumda hem de alt boyutlarında anlamlı farklar elde edilmiş ve bu farkların tüm alt boyutlarda beşinci sınıfların lehine olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca matematiğe yönelik tutumda “Öğretim programınızda matematik dersi olmalı mı?” sorusuna “evet” yanıtını verenlerin lehine anlamlı fark olduğu belirlenmiştir. Bilgi formundaki öğrenci görüşlerinin incelenmesi neticesinde ise, öğrencilerin önemli çoğunluğunun matematik dersinin öğretim programlarında yer almasını istedikleri sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Matematiğe Yönelik Tutum, Öğretim Programı, Biyoloji Öğretmen Adayı
Yrd. Doç. Dr. Necla ŞAHİN FIRAT & Prof. Dr. Kemal AÇIKGÖZ
BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN ÖĞRETMENLERİN DEĞER SİSTEMLERİ
Bu çalışma, çeşitli özellikleri açısından ilköğretim okulu öğretmenlerinin değer sistemlerini ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Tabakalı rastgele örnekleme yönteminin kullanıldığı çalışmada örneklem İzmir kent merkezine bağlı 9 ilçede yer alan 50 ilköğretim okulunda (44 resmî, 6 özel) çalışan 902 öğretmenden oluşmuştur. Veriler “Portre Değerler Ölçeği” (PDÖ) ile toplanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde aritmetik ortalama, standart sapma, t- testi, tek yönlü varyans Çözümlemesi (F) ve LSD önemlilik testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular şöyle özetlenebilir: Öğretmenlerin cinsiyeti “Başarı”, “Hazcılık, “Evrensellik”, “Geleneksellik” ve “Güvenlik” değer boyutlarında önemli farklılık yaratmaktadır. “Başarı”, “Uyarılım” ve “Uyma” değer boyutlarında öğretmenlerin yaş değişkeni önemli bir belirleyicidir. Öğretmenlerin branşı “Hazcılık” ve “Geleneksellik” değerlerinde önemli farklılaşmaya yol açmaktadır. Özel ve resmî okullardaki öğretmenler “Uyarılım”, “İyilikseverlik” ve “Uyma” değer tiplerine farklı önem yüklemektedirler.
Anahtar Kelimeler: öğretmenler, değer sistemleri, Schwartz Değer Kuramı
Doç. Dr. Mehmet TAŞDEMİR
YAZ OKULU VE NORMAL ÖĞRETİM UYGULAMASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Bu çalışma ile normal ve yaz dönemi uygulamalarında akademik başarının farklılaşıp farklılaşmadığı ve öğrencilerin yaz dönemi uygulamasına ilişkin görüşlerinin tespiti amaçlanmıştır. Araştırmada, başarı karşılaştırması için son test kontrol gruplu deneysel desen, yaz dönemi uygulamasına ilişkin öğrenci algılarının tespitinde ise genel tarama modellerinden olan tekil tarama modelinden yararlanılmıştır. Normal ve yaz dönemi öğrenci başarılarının karşılaştırması için 2007–2008 öğretim yılı bahar dönemi ile 2008 yaz dönemi final sonuçları; yaz okulu uygulamasına ilişkin öğrenci algıları için ise anket verileri kullanılmıştır. Araştırmada öğrencilerin normal dönemdeki başarıları yaz dönemine göre daha yüksek bulunmuştur. Öğrenciler yaz döneminde, üst yarıyıllardan ders alarak erken mezun olmak ve ileri yarıyıllarda rahatlamak düşüncesindedirler. Ayrıca, öğrenciler yaz dönemindeki performanslarının yüksek olduğu görüşündedirler.
Anahtar Kelimeler: Yaz dönemi, normal öğretim dönemi, yoğunlaştırılmış dönem uygulaması, öğrenci başarısı
Yrd. Doç. Dr. Gülden TÜM & Öğrt. Özlem Sarkmaz
YABANCI DİL TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDA KÜLTÜREL ÖGELERİN YERİ
Bu çalışmanın amacı, Türkçeyi yabancı dil olarak öğreten ders kitapları arasında en çok kullanılan TÖMER Yeni Hitit kitaplarının dil ve kültür kavramlarının birlikte öğretildiğinde daha kalıcı olması gerçeğinden yola çıkarak kültürel ögeleri ne ölçüde içerdiğinin incelenmesidir. YENİ HİTİT 1, 2 ve 3 Kitaplarıındaki okuma metinlerinin taraması yapılmıştır. Veriler kültürel ögelerin üniteler arasında dengeli dağılmadığını göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi, ders kitapları, kültürel ögeler
Yrd. Doç. Dr. Mustafa ULUSOY & Yrd. Doç. Dr. Çetin ÇETİNKAYA
CÜMLE DOĞRULAMA TEKNİĞİNİN OKUMA VE DİNLEMENİN ÖLÇÜLMESİNDE KULLANILMASI
Bu araştırmada, sınıf düzeyine uygun, sınıf düzeyinin altındaki ve üzerindeki metinler kullanılarak, Cümle Doğrulama Tekniğinin (CDT) ilköğretim 7. sınıf öğrencilerinin okuma ve dinlemelerini ne derece ölçtüğü incelenmiş ve CDT’nin geçerlik ve güvenirliği test edilmiştir. Ankara merkez ilçelerindeki orta sosyo-ekonomik düzeye sahip ilköğretim okulları arasından rastgele seçilen üç ilköğretim okulundan 185 öğrenci araştırmaya katılmıştır. CDT’nin dinleme ve okuma versiyonları her okuldan rastgele seçilen ikişer sınıfa uygulanmıştır. Pilot uygulama, CDT testlerinin yedinci sınıf öğrencilerinin okuma ve dinleme becerilerini ölçmede kullanılabilecek güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermiştir. Aynı metinler kullanılarak oluşturulan boşluk tamamlama testleri ile CDT testlerinin paralel sonuçlar vermesi ve CDT testinin yedinci sınıf metni ve öğrencilerin seviyelerinin üzerinde olan sekizinci sınıf metnini başarı ile ayrıştırması bu testin geçerli olduğunu başka bir ifadeyle öğrencilerin anlamalarını başarı ile ölçtüğünü göstermektedir. Okuma ve dinleme CDT testleri arasında yapılan karşılaştırmalarda anlamlı farklılıklar bulunmamış ve öğrenciler birbirlerine yakın puanlar almışlardır.
Anahtar Kelimeler: cümle doğrulama tekniği, okuma, dinleme, anlama.
Yrd.Doç.Dr. Gülsen ÜNVER
ÖĞRETİM ELEMANLARININ ÖĞRETİMİN ÖĞRENCİLERCE DEĞERLENDİRİLMESİNE ÖNEM VERME DÜZEYLERİ
Çalışmanın amacı öğretim elemanlarının öğretimin öğrencilerce değerlendirilmesine önem verme düzeylerinin cinsiyet, akademik unvan, akademik hizmet yılı ve öğrencilerin öğretimi değerlendirme puanlarına göre değişip değişmediğini bulmaktır. Çalışmanın verileri 10 maddelik bir ölçekle 62 öğretim elemanından toplanmıştır. Çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Veriler Mann Withney U, Kruskal Wallis H ve basit korelasyon testleriyle analiz edilmiştir. Sonuçlar öğretim elemanlarının çoğunun, öğrencilerin öğretimi değerlendirmesine önem verdiğini göstermektedir Bununla birlikte, öğretim elemanlarının öğretimin öğrencilerce değerlendirilmesine önem verme düzeyleri arasında cinsiyete, akademik unvana ve hizmet yılına göre anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ayrıca öğretim elemanlarının, öğretimin öğrencilerce değerlendirilmesine önem verme düzeyleri ile öğrencilerin öğretim becerileri için verdikleri puanlar arasında pozitif, anlamlı ve düşük düzeyde bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler: öğrenci değerlendirmesi, öğrenci geri bildirimi, öğretimi değerlendirme, yüksek öğretim
Yrd. Doç. Dr. Esed YAĞCI
YÖNLENDİRİLMİŞ BEYİN FIRTINASI TEKNİĞİ: SCAMPER KONUSUNDA VELİ GÖRÜŞLERİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA
Scamper tekniği, öğrencilerin yaratıcılığını ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmede kullanılabilecek, uygulaması kolay ve eğlenceli bir beyin fırtınası tekniğidir. Bu çalışmada, ilköğretim ikinci sınıf öğrencilerinde Atatürk bilincinin oluşturulmasında scamper tekniğinin kullanılmasına yönelik veli görüşleri incelenmiştir. Bu amaçla yürütülen çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Çalışmaya yedi sınıf öğretmeni, 187 öğrenci ve 98 öğrenci velisi katılmıştır. Veli görüşleri incelenerek betimsel yolla analizler gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonunda velilerin sürece ilişkin görüşlerinin bilişsel ve duyuşsal olmak üzere iki boyutta yer aldığı ve velilerin, öğrencilerde Atatürk bilincinin oluşturulmasında scamper tekniğinin kullanılmasına ilişkin olumlu görüşlere sahip oldukları ortaya konmuştur.
Anahtar Kelimeler: Yaratıcı düşünme, scamper (yönlendirilmiş beyin fırtınası tekniği), araştırma becerileri
Yrd. Doç. Dr. M. Cevat YILDIRIM & Doç. Dr. Hasan DEMİRTAŞ
YAPILANDIRMACI ÖĞRENME PARADİGMASI İLKELERİ AÇISINDAN İLKÖĞRETİM OKULLARINDA ÖĞRETMEN DENETİMİ UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Bu çalışmada, müfettiş4 ve öğretmen görüşlerine dayalı olarak ilköğretim okullarında yapılandırmacı öğrenme paradigması ilkeleri açısından öğretmen denetimi uygulamalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada hem nicel hem de nitel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Nicel yöntem kapsamında araştırmacı tarafından geliştirilen ölçek, nitel yöntem kapsamında ise odak grup görüşmesi ve doküman incelemesi teknikleri kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde parametrik ve parametrik olmayan analiz teknikleri kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemi nicel boyut için Şanlıurfa il merkezindeki 367 öğretmen ve 42 ilköğretim müfettişinden, nitel boyut için ise Şanlıurfa il merkezindeki 12 öğretmen ve 12 ilköğretim müfettişinden oluşmuştur. Nitel verilerde ise içerik analizi yapılmıştır. Müfettiş görüşlerine göre, ilköğretim müfettişleri öğretmen denetiminde yapılandırmacı öğrenme paradigması ilkeleri açısından öğretmen denetiminin beş boyutuna da çoğu zaman dikkat etmektedirler. Öğretmen görüşlerine göre ise ilköğretim müfettişleri öğretmen denetiminde, “Öğretmenin yönetimsel görevleriyle ilgili etkinlikler, öğrenmeye özendirme etkinlikleri, öğretimi planlama ve öğrenme ortamını düzenleme etkinlikleri” boyutlarına çoğu zaman, “Beceri geliştirme ve değerlendirme etkinlikleri, düşünmeyi geliştirme etkinlikleri” boyutlarına ara sıra dikkat etmektedirler. Öğretmen denetiminde; denetim süreci, müfettişlerin görev alanları ve denetim mevzuatı boyutlarında çeşitli sorunların olduğu sonucuna ulaşılmıştır
Anahtar Kelimeler: İlköğretim programı, öğretmen denetimi, yapılandırmacı denetim.
Dr. Erman YÜKSELTÜRK & Doç. Dr. Meltem Huri BATURAY
BİR ÇEVRİMİÇİ PROGRAMDA MEZUNLARIN TANIMLADIĞI BAŞARI FAKTÖRLERİ
Çevrimiçi öğrenme ortamlarında, öğrencilerin başarılarını etkileyen özel faktörler ve karakteristiklerin tanımlanması üzerine birçok araştırma yapılmaktadır. Ancak, halen hem öğrenciler hemde eğitmenler için, başarılı çevrimiçi teşebbüsler oluşturmak için gerekli koşullar hakkında çok fazla belirsizlik vardır. Bu çalışmanın amacı, bir veya iki değişkenle kısıtlamaksızın mezunların bakış açısından çevrimiçi öğrencilerin başarılarını etkileyen faktörleri incelemektir. Çalışma, 2009 yılında Çevrimiçi Bilgi Teknolojileri Sertifika Programı mezunu 40 katılımcıyla yapılmıştır. Verileri analiz etmek için nitel yöntemler kullanılmıştır. Sonuçlar dört ana faktörde kategorize edilmiştir: demografik ve kişisel özellikleri, çalışma stratejileri, motivasyon ve etkileşim. Çalışmanın sonuçları, gelecek araştırma çalışmaları ve öğrencilerinin başarılı olmaları için nasıl yardım edeceği konusunda fazla bilgi sahibi olmayan diğer çevrimiçi öğrenme kurumları için değerli olabilecektir.
Anahtar Kelimeler: çevrimiçi öğrenme ortamları, çevrimiçi başarı, çevrimiçi başarı faktörleri